Geçtiğimiz yıl çimento ve demir başta olmak üzere, birçok inşaat malzemesindeki fiyat artışı müteahhitleri iş bırakmaya itmiş, ancak inşaat malzemelerinde çok da büyük bir düşüş sağlanamamıştı. Şu günlerde de inşaat malzemelerinin fiyatları hala artmaya devam ederken, gözler tekrar müteahhitlere çevrildi. “Müteahhitler artan malzeme fiyatları karşısında tekrar iş bırakmaya gidecekler mi?” sorusu yeni sezon içinde yine gündeme gelirken, konuyla alakalı BUSABAH gazetesine konuşan Malatya İnşaat Müteahhitleri Derneği (MİMDER) Başkanı Mehmet Bülbüloğlu önemli açıklamalarda bulundu.

Çimento sektörüne geçen yıl yaptıkları boykotu hatırlatan Bülbüloğlu, o zaman çimentonun ton fiyatının yaklaşık 400 TL civarında olduğunu belirtti.

“ÇİMENTO FİYATI 2 KATINA ÇIKTI”

“Çimentonun ton fiyatı olan 400 TL’ye biz itiraz ettik” diyen Bülbüloğlu, “Gerekli sonucu alamayınca boykot kararı aldık ve ülke genelinde iş durdurduk. Daha sonrasında durağan bir süreç oldu. Çimento fiyatlarında artış olmadı hatta bir kısım çimento fabrikası fiyat düşürdüler. Ancak bu çok kısa ve suni oldu. Devamında tonu 400 TL diye boykot ettiğimiz çimentonun ton fiyatı şu anda 800 TL. Yani 6 ay gibi kısa bir sürede çimento fiyatı 2 katına çıktı. Bu sadece çimentoda değil, son dönemlerde boykot ve sonrasında da inşaat malzemelerinde çok ciddi yüzde 300-400’lere varan bir fiyat artışı var. Yani sektör durgundu. Malzeme alımları yoktu ve kış ayıydı. Ancak buna rağmen yükseliyordu. Şimdi ise inşaat sezonu açıldı. Artık iş yapmaya başladık ve malzeme almamız gerekiyor. Buna göre daire ve dükkân fiyatlarını belirlememiz gerekiyor. Ama artış her geçen gün devam ediyor. Şu anda da biz her şeyi süreli olarak alabiliyoruz. Yani bir malzeme alacağımız zaman ‘Bu 3 gün için veya yarın için geçerli’ diyorlar. Maalesef böyle çok dalgalı bir piyasanın içerisinde iş yapmaya gayret gösteriyoruz”  diye konuştu.

“VATANDAŞLARI DA ETKİLİYOR”

Malzeme fiyatlarındaki artışın durdurulamadığını belirten Bülbüloğlu, “Bunlar sadece bize olan etkisi, bir de vatandaşlara olan etkisi var. Bu fiyat artışlarıyla mal ettiğimiz ürünleri hesaplayıp üstüne müteahhitlik karını koyarak bir satış rakamı belirleyeceğiz. Ve bu satış rakamı şu anda vatandaşın alım gücünün üstüne çıkmış bir durumda. Buna bağlı olarak işler çıkmaz hale gelmiş durumda. Biz belki bahara doğru bir şeyler rayına girer ve malzeme fiyatları düşer diye umut ederken maalesef fiyat artışları devam ediyor ve çimentonun tonuna geçen hafta 150 TL zam gelerek, 800 TL oldu. Artışlar durdurulamıyor” ifadelerini kullandı.

“ÜRETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Sermayede ciddi sorun yaşadıklarını söyleyen Bülbüloğlu, şunları kaydetti:

“Biz her zaman ‘bu artışların her zaman bir müteahhidin karına değil, zararına’ olduğunu dile getiriyoruz. Bizim inşaat maliyetimiz yani sermayemiz neredeyse 3’te birine düştü. Önceden 150 daire üretebilecek kapasitede bir sermayemiz şu anda sadece 50 daire üretecek bir duruma geldi. Kar oranımız düştü. Tabii ki vatandaşın her zaman ‘Bir milyona, 1,5 milyona daire mi olur’ gibi tepkisi her zaman oluyor. Malzeme 3-4 katına çıkarsa bir milyona da, 2 milyona da daire olur. Biz bunu ifade etmeye çalışıyoruz. Tabii ki günah keçisi de devamlı müteahhit oluyor. Bu algı hiçbir zaman değişmiyor. Çünkü en kolay yol, karşınızdaki müteahhidi suçlamak. Bunun altyapısı nasıl oldu, bu fiyatlar nasıl oldu da bu kadar yükseldi, kira fiyatları bu kadar neden yüksek? Bunu araştırmak insanların kolayına gelmiyor. Hakikaten en çok zararı gören üretici. Sermayemizi üretime, istihdama değil de dolara yatırsaydık, bugün sermayemiz belki de 3 kat olmuştu. Ama şu anda sermayemiz 3’te bire düştü.  Bu anlamda çok ciddi bir sorun yaşıyoruz. Ama biz bu ülkede yaşıyoruz, bu ülkenin ekmeğini yiyoruz. Bu nedenle çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Ama bu noktada hakikaten hükümet yetkililerinin ciddi desteğine ihtiyacımız var.”

“UMUT HER ZAMAN VARDIR”

Boykot yapıp yapmayacaklarını da açıklayan Bülbüloğlu, “Şu anda dünyada da bir problem yaşanıyor. Biliyorsunuz Rusya-Ukrayna arasında bir savaş söz konusu. Ülkemizde de ciddi problemler yaşandı. Yangınlar meydana geldi, pandemiyi hala atlatmış değiliz. Çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Biz bunu bir kez dile getirdik. Ancak sürekli kendi derdimizle ülkenin gündemini meşgul etmeyi açıkçası doğru bulmuyoruz. Biz Konfederasyon olarak birçok doğru adım atma ve bu noktada da maksadımız daima üzüm yemek, asla bağcıyı dövmek değil. Kısa vadede bir boykot veya benzeri bir eylem yapmayı düşünmüyoruz. Böyle bir planımız yok. Ancak tabii ki, bu noktada sorunlarımızı Genel Başkanımız ulusal medyada, bizler de temsilcilik yaptığımız şehirlerde bunları dile getirmeye, talep etmeye devam ediyoruz. Umut her zaman vardır, ancak şu anda bir beklenti içerisindeyiz. İnşallah ilerleyen süreçlerde bu bekleyişimiz olumlu bir sonuç alır. Daima umudumuzu kaybetmeden yolumuza devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.