Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, marketlerdeki aşırı fiyat artışlarını değerlendirerek, “Çalışmalarımızda enflasyon odaklı bir yol izleyeceğiz. Fiyatlar normale dönecek, marketlerde inşallah birkaç aya fiyatlar düşecek” dediği belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamasını değerlendiren Malatya Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Şevket Keskin, önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir ekibi olduğunu dile getiren Başkan Keskin, esnaf ve sanatkâr kesiminin ürünleri marketlere göre daha ucuza sattığının bir gerçek olduğunu söyledi.
“CUMHURBAŞKANIMIZ BUNUN FARKINDA”
Hayat pahalılığının çok fazla olduğunu dile getiren Keskin, “Hayat pahalılığı çok fazla. Esnaflarımız artık utanarak ürün sattıklarını dile getiriyorlar. Marketlerdeki fiyatlarının altında satış yapıyorlar. Çünkü esnaflarımız Malatya’nın kendi halkı. Bunlar müşterilerine yanlış yapamazlar ki. Ama bir market öyle değil. Bir markette kimse kimseyi tanımaz, bilmez. Bir düğmeye basıldığında Türkiye’deki tüm marketlerde fiyat artışı olur. Bugün marketleri ben de geziyorum ya bir lira indirim yapılmış veya 2 lira. Yüzde 100 zam yapılmış bir üründe ya bir lira veya 2 lira indirim yapılmış. Böyle bir indirim olamaz. Cumhurbaşkanımız bunun farkında. Eğer bir marketi tekelleştirirseniz, o marketin bin tane şubesi olursa ve bunlarda övgüyle bahsettirirseniz, bugün o market zinciri esnafları abluka altına alır ve esnaf ile milleti sömürmeye başlar. Bu marketler istihdam da sağlamıyor. Dışa bağımlı şirketler. AVM’ler de öyle. Ben Cumhurbaşkanımızdan esnaflarımıza sahip çıkmasını istiyorum. Cumhurbaşkanımızın gösterdiği bir hedef var. Fiyatların düşeceğini söylüyor. Biz de ‘inşallah’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
“NE TUHAF Kİ İNSANLARDA HALLERİNDEN MEMNUN”
Hayat pahalılığı olmasına rağmen kimseden şikâyet gelmediğini ifade eden Keskin, “Devlet elindeki ürün kalemlerinde fiyat indirimine gitmeden vatandaşlara da ‘indirim yapın’ demesi çelişkili. Mazotun litresini sen 13 liraya çıkarırsan, akaryakıta, elektriğe, doğal gaza yüzde 25 zam yaparsan daha sonra ‘sen fiyat indir’ dediğinizde, onlar da ‘sen indirmeden ben nasıl indirim yapayım’ diyecek. Eskiden devlet fiyat indirimi yapıyordu, millet ise ürünlere zam yapıyordu. Şimdi millet fiyat indirimi yapmak istiyor, devlet fiyat artışı yapmaya kalkıyor. Taşımacılığa, servis taşımacılığı hep zararına yapılıyor. Ben Cumhurbaşkanımızı açık açık destekliyorum. Ama Cumhurbaşkanımıza ‘Sayın Cumhurbaşkanım dönün bir millete bakın’ diyoruz. Bunları anlatmıyorlar, bize de bunları Cumhurbaşkanımıza anlatma fırsatı vermiyorlar. Son Başkanımızla görüştüm, bunların hepsini anlattım. Ne tuhaf ki insanlarda hallerinden memnun. Millette de para var. Geziyorum, gezdiğim yerlerdeki insanlar rahat. Ben esnafların başkanı olarak çok rahatsızım ama insanlar rahat. Herkes halinden memnun. Hiç kimse de fazla şikâyet yok” değerlendirmesinde bulundu.
“MARKETLER ARTIK BAKKALIN OLDUĞU YERLERE GİRDİ”
“Cumhurbaşkanımız bütün samimiyetiyle 2021 yılında müthiş bir mücadele verdi. Ama söylenenle uygulama birbirine uymadı” iddialarında bulunan Başkan Keskin, sözlerine şöyle devam etti:
“2022’ye korkunç bir zamla uyandık. Verilen para daha cebimize girmeden olduğu gibi devlete gitti. Yakıttan 5 kuruş bir indirime gidildi, ertesi gün 30 kuruş zam verildi. Bunun adını ne koyalım? Bence Cumhurbaşkanımıza yanlış bilgiler veriliyor. Marketler artık bakkalın olduğu yerlere girdi. Bir insanın 10 bin tane marketi olur mu? Beyaz eşya satan esnaflarımız var. Bu esnaflar yılda 4-5 tane beyaz eşya satmak için bekliyorlar. Ama adamın 10 bin tane yerinde beyaz eşya satış yeri var. Bu adam bir saatin içerisinde 20-30 bin tane buzdolabı ve televizyon satıyor. Ben de devamlı vatandaşlarımıza kendi esnafınızdan alışveriş yapın çağrısında bulunuyorum. Gidip de marketlere ‘koy sepete’ yapma. Biz eskiden 13 liraya araba alıyorduk. Şimdi 13 liraya bir litre mazot alıyoruz. Bunu nasıl savunacağız? Burada bir işçinin parasını ben zor çıkarıyorum. Eğer Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Yönetim Kurulu’nda olmasam vallahi ödeyemem. Malatya’daki tüm odalar aynı durumda. Cumhurbaşkanına tek çağrım sadece bizi çağırıp dinlesin. 1,5-2 yıldır Cumhurbaşkanına ulaşamadık. Cumhurbaşkanı tabanın sesini duymuyor. Biz sokağa inemiyoruz, derdimizi anlatamıyoruz. Ben milletvekili olsam çıkar, ‘Millet perişan, millet aç, dağlar kadar zamlar geldi’ derim. Bunu söylediğimde beni mi azarlar, azarlamaz. Ben Cumhurbaşkanımıza çok kez söyledim. Vallahi kızmadı.”
Elazığlı Kadınların Gelenekten Geleceğe Yolculuğu




